Üniversite Burslu Olunca Ne Olur?
Bazen hayat, en beklemediğiniz anlarda sizi bir kararın eşiğine getirir. Kayseri’de küçük bir mahallede büyüyen, hayalleri büyük ama koşulları kısıtlı bir genç olarak, üniversiteye başlamak benim için bir dönüm noktasıydı. O an, o burs haberini aldığımda neler hissettiğimi anlatmak zor. Burslu olmak, sadece bir fırsat değil, aynı zamanda tüm hayatımın ne kadar farklı olacağına dair bir işaretti. Ama üniversite burslu olunca ne olur? Hayal kırıklığı, heyecan, stres… Duygularım birbiriyle çarpışıyordu.
Bursun Haberi: Mutluluk mı, Endişe mi?
O sabah, burs başvurusunun sonuçlarını öğrenmek için bilgisayarın başına oturduğumda, her şey o kadar sessizdi ki. Etrafımdaki sesler sanki bir sis perdesiyle kaplanmış gibiydi. Kayseri’nin o soğuk sabahında, bir bilgisayar ekranına bakarak hayatımın en büyük fırsatına doğru adım atacak mıydım? O an, kalbim hızlı bir şekilde atıyordu. Elimle farenin tuşuna bastım ve sonuçları görmek için gözlerimi kısıp ekrana odaklandım.
Sonra, karşıma çıkan o yazıyı gördüm. “Başvurunuz kabul edilmiştir.” Ne hissettiğimi hatırlamıyorum bile. Bir yandan şaşkınlık, diğer yandan müthiş bir rahatlama hissettim. O an her şey durdu. Sonra birden kendimi bir anda havada süzülen bir balon gibi hissettim. Evdeki herkesin duyduğu ilk tepkiyi görmek için koştum, fakat yanımda kimse yoktu. Belki de içsel bir sevinçti bu, belki de başarmanın verdiği bir güven… Ama bir şey vardı, bir eksiklik: endişe.
Heyecan ve Kaygı Arasında: Bu Burs Ne Anlama Geliyor?
Burslu bir öğrenci olmak, her zaman en parlak, en başarılı, en şanslı olmak demek değil. O burs, bana sadece maddi bir kolaylık sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda bir sürü sorumluluk da getirecekti. Üniversiteye başlamak, yeni bir dünyaya adım atmak demekti ama burslu olmak, bu adımı attıktan sonra dikkatli olmanızı ve her adımınızı hesapla atmanızı gerektiriyordu. O an düşündüm, “Ya bir hata yaparsam? Ya gerçekten bu bursu hak etmiyorsam?”
Kayseri’nin karlı sokaklarında yürürken, bu sorular kafamı kemiriyordu. Burs, sadece bir fırsat değil, aynı zamanda bir yük gibiydi. Hani bazen insan, başlamak üzere olduğu bir yolculukta yalnız hissetmez mi? İşte ben de öyle hissediyordum. Herkesin bana hayal ettiğim gibi bakıp bakmayacağı, o bursun bana ne getireceği gibi sorularla baş başa kalmıştım.
Üniversiteye İlk Gün: Gerçekten Benim Mi?
O gün, üniversiteye ilk adımımı attım. Koca bir kampüs, binlerce insan, farklı şehirlerden gelen öğrenciler… O kadar büyüktü ki, kendimi kaybolmuş gibi hissettim. “Burslu öğrenci” olmanın verdiği o hafif tedirginlik, gerçekten her an yanı başımdaydı. Diğer öğrenciler nasıl hissediyordu? Onlar da benim gibi burslu oldukları için daha mı çok kaygılanıyordu?
İlk haftalar, gerçekten zorlayıcıydı. Bursluluğun getirdiği sorumluluk, derse geç kalmamak için her zaman hazır olma zorunluluğu, yemekleri almak için sıraya girmek, kütüphanede yer bulmak… Bunlar küçük ama bir o kadar büyük yüklerdi. Ama en büyük yük, içsel kaygımdı. “Acaba başarılı olabilir miyim?” Bu soru her zaman aklımda, kafamda dönüp duruyordu. Bir anda kendimi yetersiz hissediyordum. Sanki bir grup “en iyi” öğrenciyle yarışıyormuşum gibi, her an kaybetme korkusuyla yaşıyordum.
Yavaş Yavaş Anlamaya Başlamak: Burs, Sadece Bir Başlangıçtır
Zamanla, o bursu aldığımda hissettiğim kaygı yerini bir tür içsel huzura bırakmaya başladı. Herkes gibi ben de hata yapabilirdim. Herkesin bir başarısızlık dönemi olabilirdi. Üniversite burslu olmak, beni daha fazla çalışmaya, daha disiplinli olmaya itiyordu ama bu, bir tür kendime güven yaratmaya da başlamıştı. Başkalarına değil, kendime karşı sorumluluğumu yerine getirmek, beni aslında bir adım daha ileriye götürüyordu.
Burs, her zaman başarı demek değildi. O bursu kazanmış olmak, bana bu yolculukta bir başlangıç, bir fırsat vermişti. Aslında önemli olan, o fırsatın nasıl değerlendirileceğiydi. Ve ben, her geçen gün, bu fırsatları doğru kullanmak için adım adım ilerlemeye başladım. Üniversiteye burslu gitmek, sadece finansal bir rahatlık değil, bir tür içsel cesaret kaynağıydı. Yavaşça, bu fırsatla daha güçlü bir insan haline geliyordum.
Sonuç: Üniversite Burslu Olunca Ne Olur?
Sonuç olarak, üniversiteye burslu gitmek, ilk başta bir rüya gibi gelirken, zamanla hayatın içinde her şeyin bir sorumluluk olduğunu fark ettim. Burs, bir arınma değil, sadece başlangıçtır. Kaygılar, hayal kırıklıkları, heyecanlar, hepsi bunun bir parçasıydı. Ama en önemlisi, bu fırsatı değerlendirmekti. Çünkü burslu olmak, bana sadece bir şeyleri kazandırmakla kalmadı, aynı zamanda bir şeyler kaybetmemi de sağladı: kaygılarımı, korkularımı ve kendi potansiyelimi keşfetmeyi.