Türk Gümrüklerinin Sayısı: Edebiyatın Dönüştürücü Gücüyle Bir Keşif Bir edebiyatçı olarak, her metin bir dünyadır. Her kelime, bir yolculuğa çıkar, her cümle bir harf kombinasyonundan fazlasını taşır. Dil, bizim hayata bakışımızı şekillendirir; zaman ve mekânın sınırlarını esnetir. Bu yazı, sadece bir ticaret kavramını ele almak değil, aynı zamanda gümrüklerin toplumsal yapıyı ve kültürleri nasıl etkilediğini derinlemesine sorgulamaktır. Belki de bir gümrük, gözle görünmeyen bir sınır, bir kapıdır; tıpkı metinlerin içinde saklı olan anlamlar gibi. Ve belki de, her bir gümrük, bir karakterin sınırlarını zorlayan bir anlatıdır. Peki, Türkiye’deki gümrüklerin sayısı ne kadar? Bu soruyu, bir edebiyatçı bakış açısıyla çözümlemeye çalışalım.…
6 YorumEtiket: bir
İnsanlığın Aynasında Bir Soru: Moğollar Türkleri Katletti mi? Bir filozof, tarihsel olgulara yalnızca “ne oldu?” sorusuyla değil, “ne anlama gelir?” sorusuyla yaklaşır. Tarih, yalnızca geçmişte yaşanmış olayların toplamı değildir; insanın iyilik, kötülük, adalet ve anlam arayışıyla örülmüş bir bilinç haritasıdır. Moğollar Türkleri katletti mi? sorusu da, salt bir tarihsel gerçeklikten çok daha fazlasını sorgular: İnsanın insana yaptığının doğası, iktidarın sınırları ve tarihin etik sorumluluğu… Tarihsel Bağlam: Moğollar ve Türkler Arasında Ne Oldu? 13. yüzyılda Moğol İmparatorluğu, dünya tarihinin en geniş kara imparatorluğunu kurdu. Cengiz Han’ın liderliğinde Orta Asya’dan Avrupa içlerine kadar uzanan bu fetih dalgası, birçok halkın kaderini değiştirdi. Türk…
4 YorumKale Holding Nereli? Stratejik Erkekler, Empatik Kadınlar ve Biraz da Seramik Tozu Bazı sorular vardır, kulağa basit gelir ama cevapladıkça konunun derinliği sizi şaşırtır. “Kale Holding nereli?” sorusu da tam öyle bir soru. Hani biri kahvede “Abi Kale Holding nereliymiş ya?” dese, diğerleri ya “İstanbul’dur kesin” der, ya da “Çanakkale’de Kale seramik vardı, orası olabilir” diye fikir yürütür. Ama işte orada erkekler stratejik planlamaya, kadınlar ise empatik analizlere geçer: “Yani markanın adı Kale, belki kökeni kaleden geliyor olabilir?” der biri. Diğeri “Ama logolarında hep bir sıcaklık hissediyorum, o yüzden kesin Anadolu işi bu” diye ekler. Gelin, bu tatlı karmaşayı birlikte…
8 YorumHarabat Mukaddimesi Ne Anlatıyor? Küresel ve Yerel Perspektiflerle Bir Edebiyat Yolculuğu Kimi zaman bir metin sadece bir dönemin değil, insanlığın düşünme biçimini de yansıtır. “Harabat Mukaddimesi” işte bu tür metinlerden biridir. Ziya Paşa’nın kaleminden çıkan bu giriş bölümü, hem Osmanlı’nın zihinsel dönüşümünü hem de insanlığın sanatla kurduğu evrensel ilişkiyi anlatır. Ben de farklı açılardan bakmayı seven biri olarak, bugün sizi bu metni birlikte yeniden düşünmeye davet ediyorum. Hazırsanız, hem Doğu’nun derinliğine hem Batı’nın rüzgârına dokunan bir yolculuğa çıkıyoruz. Harabat Mukaddimesi Nedir? Edebiyatın Kalbinde Bir Giriş Metni “Harabat Mukaddimesi”, Ziya Paşa’nın Harabat adlı antolojisine yazdığı önsöz, yani bir tür “edebi manifestodur.”…
8 YorumMerhaba! Hayata farklı pencerelerden bakmayı seven biri olarak bugün çok sıradan görünen ama aslında kültürler, kimlikler ve aidiyetlerle dolu bir sorunun peşindeyiz: “Kart üzerindeki isim ne demek?” Basit bir banka kartı ya da kimlik kartı üzerindeki birkaç kelime, düşündüğümüzden çok daha fazlasını anlatıyor olabilir. Haydi birlikte bakalım; hem küresel hem yerel gözle bir isim, bir kimlik, bir temsil biçimi olarak kartın üzerindeki o yazının bize neler söylediğini konuşalım. Kart üzerindeki isim, kartın yasal sahibi olan kişinin kimliğini ve yetkisini temsil eder. Banka kartlarında, kimliklerde ve üyelik kartlarında bu isim, işlemleri gerçekleştirme ve kimliği doğrulama açısından temel bir güvenlik ve temsil…
4 YorumAlmanya’da Ne Kadar Giresunlu Var? Kültürel Göç ve Eğitim Perspektifinden Bir İnceleme Eğitimci olarak, her bireyin öğrenme yolculuğunun kendine özgü bir deneyim olduğunu düşünürüm. Öğrenmek, sadece okulda verilen bilgilerin alınıp uygulanması değil, aynı zamanda çevremizdeki toplumsal yapıları, kültürleri ve bireysel kimlikleri anlamak ve bu anlayışla büyümek demektir. Öğrenme, yalnızca bireysel bir dönüşüm değil, toplumsal bir etkileşim de yaratır. Bu yazıda, Almanya’da yaşayan Giresunlu nüfusunu ele alarak, göç ve kültürel etkileşimin öğrenme süreçleri üzerindeki etkisini tartışmak istiyorum. Almanya’daki Giresunlu Nüfus: Bir Kültürel Göç Hikayesi Almanya, tarihsel olarak Türk göçmenlerinin büyük bir kısmını barındıran ülkelerden biridir. 1960’lı yıllardan itibaren başlayan göç dalgası,…
8 YorumTan Taşçı Hasta mı? Bir Antropolojik Perspektiften Bakış Farklı kültürler, farklı toplumlar, farklı inançlar… İnsanlık tarihinin en büyüleyici yanlarından biri, bu çeşitliliği ve her bir kültürün farklı ritüellerini, sembollerini, kimliklerini nasıl inşa ettiğini incelemektir. Bir antropolog olarak, insan davranışları ve toplumsal yapılar arasındaki ilişkileri anlamak, bizi sadece geçmişin değil, günümüzün de karmaşık dünyasına daha derinlemesine bakmaya davet eder. Peki, Tan Taşçı’nın hasta olup olmadığı sorusunu antropolojik bir perspektiften ele almak, sadece bir ünlünün sağlık durumu üzerine mi yoğunlaşır, yoksa bu soruya verilen cevap, daha geniş kültürel anlamlar taşıyor olabilir mi? Tan Taşçı ve Toplumsal Kimlik Tan Taşçı, Türkiye’nin tanınmış şarkıcılarından…
8 YorumGenel Ağ Nedir? 7. Sınıf Öğrencileri İçin Antropolojik Bir Bakış Açısı Bir antropolog olarak, insan kültürlerinin çeşitliliğine ve toplumların birbirleriyle nasıl etkileşimde bulunduğuna her zaman merakla bakarım. İnsanlar, sadece fiziksel varlıklar değil, aynı zamanda etkileşim içinde oldukları topluluklar aracılığıyla da şekillenir. Bu etkileşimler, zaman içinde çeşitli ritüeller, semboller ve kimlikler oluşturur. Günümüzde ise bu etkileşim, dijital bir alana taşınarak genel ağlar (ya da ağlar) olarak karşımıza çıkar. Peki, genel ağ nedir? 7. sınıf öğrencileri için bu kavramı anlamak, sadece teknolojiyi öğrenmekle kalmayacak, aynı zamanda insan toplumlarının dijital dünyada nasıl şekillendiğini de keşfetmelerini sağlayacak bir yolculuk olacaktır. Bu yazıda, genel ağ…
8 YorumBekar Kızı Olan Hacca Gidebilir Mi? Etik, Epistemoloji ve Ontoloji Perspektiflerinden Bir Felsefi İnceleme Felsefenin başlangıç noktalarından biri, insanın doğru ve yanlış arasındaki ince çizgiyi sorgulamasıdır. Eğer etik, epistemoloji ve ontoloji gibi felsefi disiplinleri kullanarak dünyayı anlamaya çalışıyorsak, her bir eylemin arkasında yatan değerleri, bilgi anlayışımızı ve varlık anlayışımızı gözden geçirmemiz gerekir. Bu yazı, ahlaki, bilgi temelli ve varlıkla ilgili derin sorulara hitap edecek şekilde, bekar bir kadının hacca gitme hakkını felsefi bir bakış açısıyla tartışmayı amaçlıyor. Etik Perspektiften: “Doğru” ve “Yanlış” Arasındaki Sınırlar Etik, doğru ve yanlış arasındaki sınırları belirlemeye çalışır. Bir felsefi bakış açısıyla, hacca gitmek, bir insanın…
8 YorumHaşr Sûresi Neye İyi Gelir? İnsan Ruhuna Şifa Arayan Bir Yolculuk Merhaba sevgili okurlar! Bugün sizlerle çok özel bir konuda, belki de daha önce hiç düşünmediğiniz bir yönüyle haşr sûresinin faydalarına dair bir sohbet etmek istiyorum. Duyduğunuzda ilk başta sadece bir kutsal metin gibi gelebilir ama, bu sûre aslında hayatımıza dokunabilecek, bizi ruhsal olarak iyileştirebilecek büyük bir güç taşıyor. Hadi gelin, bu gücü daha derinlemesine keşfedelim. Haşr Sûresi: Derin Bir Anlamın Kapılarını Aralamak Haşr Sûresi, Kur’an-ı Kerim’in 59. sûresi olup, 24 ayetten oluşur. Adını, “haşr” kelimesinden alır; bu kelime, insanların kıyamet günü diriltilip toplanacakları anlamına gelir. Ancak, bu sûrenin yalnızca…
8 Yorum